Gerek rekreasyonel, gerekse yarışmacı olarak koşu
yapanların sayısı giderek artmaktadır. Koşu, döngüsel bir hareketin olması
nedeniyle aynı noktalara defalarca aynı yükün binmesine sebep olmaktadır
(Renstörm, 1994).
Döngüsel koşu hareketi 2 ana safhaya ayrılır. Destek ve
non-destek safhaları. Koşu hareketinde bir bacak diğerine tam zıt çalışır. En fazla
enerji koşunun push-off safhaları sırasında harcanır. Koşu sırasında kas
kasılması ve gevşemesinde hızlı değişiklik olmalıdır. Eğer uygun tekniğe
sahipse ve fiziksel uygunluğu yeterli ise gereksiz kas geriminden kaçınılmış
olur ve enerjisini daha etkili uygular (Schmotinsky, 1982).
Koşuda kontakt safhasının başında ayak tipik bir şekilde
supinasyondadır. Aynı zamanda tibiada eksternal rotasvon vardır. Suoinasvon
oozisvonu subtalar inversiyonu içerir, ayak bileği eklemi plantar fleksiyonda
ve ayağın ön kısmın adduksiyondadır. Bu pozisyon midtarsal eklemi kilitler ve
ön ayağı stabilize eder.
Şekil 1:
Koşu Biyomekaniği (Subotnick, 19B5)
Ayağın yerle temasında 2 kez yüklenilir ve pronasyon ve
tibianın internal rotasyonu başlar. Pronasyon hareketi subtaler eklem
eversiyonuyla ayak bileği dorsal flesiyonu ve ön ayak abduksiyonu ile karakterizedir.
Pronasyon sırasında midtarsal eklem kilitlenmez. Ayak yere vurduğunda
kalçanın aynı anda ekstansiyonu ve dizin fleksiyonu olur. Vücut öne hareket
etmeye devam eder.
Ayak içi ve
dışı ilişkisi
a) Normal basış,
b) Dışa basış, c) İçe basış.
Şekil 3: a) Normal Subtalar eklem noktası, b) Subtalar
eklem noktasındaki hareket açıları
Şekil 4: Ayak
izleri
a) Normal, b) Içe Basan, c) Cavus
Ayak ve ayak bileğinin total ROM'unu değerlendirmek
önemlidir. Dorsal fleksiyon yada plantar fleksiyonda herhangi bir kısıtlama,
topuğun erken kalkmasına neden olan yürüyüş anomalisine neden olacaktır.
Gastrocnemiusun esnekliği soleustan ayrı değerlendirilmelidir. Metatarsus adductus
ve halluks vagus gibi ayak deformiteleri iyi değerlendirilmelidir.
Şekil 5)
a) Yürûme
b) Koşma sırasında ayakların yerleştirilmesi
Şekil 6: Bacak Uzunluklan a) Eşit, b) Sarkoiliak eklem noktası fonksiyonsuzluğu
sonucu eşitsizlik, c) Kısa sol bacak nedeniyle eşitsizlik, d) Sol kavis (arch) çökmesi sonucu eşitsizlik.
Birçok koşucuda konma safhasında ayakta supinasyon
olmaktadır. Nötral pozisyonda olduğu zaman şok absorbsiyonu maksimal oluyor ve
denge için çok az kas aktivitesi gerekiyor. Biomekanik problemler aşırı yada
kısıtlı pronasyonda meydana geliyor.
Koşu sakatlıkları 1000 saat başına düşen sakatlıklar
olarak ifade edilmektedir. Koşu sakatlıklarıyla ilgili etiyolojjİc faktörler
2'ye ayrılmaktadır.
1- İçsel ~aktörler: Pelvis, diz, tibia anomalileri,
bacak uzunluğunda farklılıklar, kuwet-esneklik imbalansı vey eksikliği.
2- Dışsal
faktörler: Antrenman hataları, saha, zemin, kötü ve yetersiz
ayakkabılar.
Brody (1980) koşu sakatlıklarının en sık görülme
nedenini antrenman hâtaları olarak açıklamıştır (Akt: Renstörm, 1994).
1650 koşu sakatlığı içinde diz en çok sakatlanan
bölge olarak tespit edilmiştir. Bütün sakaüıkların %41'ini oluşturmaktadır.
Patellofemoral ağrı sendromu %25-28 olarak görülmektedir.
Clement ve ark. (1981)'de patellofemoral ağrı
vakasının %12'sinde antrenman mesafesinde ani artış sözkonusudur. İkinci
olarak en sık görülen sorun %13.2 oranında tibial stres sendromudur. Üçüncü
olarak aşil peritendinitisi görülmektedir (Akt: Renstörm,
Şekil 7: Baskı Çizgisi, topuktan pamıak ucuna.
Antrenman hataları ile birlikte eğer malalignment,
kuwet, esneklik imbalansı varsa sakatlıklar daha çabuk ortaya çıkmaktadır. Örn:
Plantar facütisin görüldüğü 105 vakadan 11'inde rigid pes cavus, 14'ünde
Gastrocnemius ve Soleus yetersizliği, 48'inde orta ve şiddetli derecede ayak
pronasyonu vardı.
Macuntyre (1991) ve ark. uzun mesafe maraton
koşanlarda iliotibial band friksiyon sendromu en sık görülen sakatlıktır.
Rekreasyonel koşucularda ise patellofemoral ağrı sendromu sık görülür.
Haftada 2-3 kez yoğun interval antrenman yapan
yarışmacı orta mesafe koşucularında aşil tendiniti yada tibial stres kırığı
daha sık görülür. Aşırı yüklenme stresi ve antrenman hataları lokal kas
yorgunluğu, şok absorbsiyonunda kasın fonksiyonunun azalmasına ve kemikler
üzerinde yapısal strese neden olmaktadır.
Quadricepse aşırı yüklenme nedeniyle patellofemonal ağrı
sendromu görülebilir (özellikle vastus medialiste).
Matheson ve ark. (1987)'de sporcularda 320 stres kırığı
üzerinde çalışmışlar ve bütün stres kırıklarının %24'ünün antrenman hatası
nedeniyle olduğunu belirtmişlerdir (en çok tibiada stres kırığı). Yüksek
şiddette çalışmalar adölesan koşucularda tibia tüberkülde ve kalkaneusta
apofizit traksiyonuna neden olabilir. Clement ve ark. (1981)'e göre apofizitin
gelişiminde önemli bir faktörde antrenman mesafesinin artışıdır.
Çocuklukta ve adölesan döneminde overuse sakatlıkları
genellikle antrenman hataları nedeniyle meydana gelmektedir (Rensrörm, 1994).
Clement ve ark. (1981)'de 987 erkek ve 663 kadın
koşucuda en sık görülen 10 sakatlığı tespit etmişlerdir.
1- Patellar ağrı sendromu (Kondromalazi Patella)
2- Tıbial
stres sendromu
3-Aşil tendon
inflamasyonu
4- Plantar
facütis
5- Patellar tendon inflamasyonu
6- İliotibial friksion sendromu
7- Metatarsal stres sendromu
8- Tıbial stres kırığı
9- Tıbialis posterior tendiniti
10- Peroneus tendiniti
İjzerman ve Van Galen, Marti ve ark. Ooijendijk ve Van
Agt, Van Mechelen ve ark. çalışmalarında koşu sakatlıklarının çoğunu kronik overuse
sakatlıkları oluşturmaktadır. Koşu sakatlıklarının anatomik bölgelere göre dağılımı
şöyledir: Diz, ayak, ayak bileği, aşil tendonu, baldır, üst bacak, sırt, kalça,
pelvis, kasık ve diğer.
Kas iskelet sistemi sakatlıklarının nedenleri:
Malalignment, haftalık koşu mesafesinin yüksek olması, sert yüzeyde fazla koşu,
deforme olan ayakkabılar vb.
Koşu sırasında kemiklere, eklemlere, bağ dokulara
büyük yük binmektedir. Vücut ağırlığı v ekoşu sakatlıkları arasında İjzerman ve
Galen ilişki bulamamışlardır. Walter ve ark. uzun
sporcuların kısalara göre daha çok sakatlık riski altında olduğunu
belirtmiştir. Koplan ve ark. tarafından, vücut kitle endeksi ile koşu
sakatlıkları arasında ilişki bulunamamıştır. Fakat Macera ve ark. Walter, Blair
anlamlı ilişki bulmuşlardır ama korelasyonu düşüktür.
Malalignment, overuse sakatlıkl~rı riskini arttırır.
1- Farklı bacak uzunluğu
2- Femoral anteversion '
3- Diz anomalileri (knock knee, bow legs, çok büyük
yada çok küçük patella)
4- Ayak anomalileri (Topuğun varus ve valgusu, rear foot,
düz taban, yüksek ark.) Ayak yetersizliği, alt ekstremitede kas sertliği, genu
varum, yüksek O açısı, alt ekstremite asimetrisi, femur başı anteversiyonu,
obliq pelvis, diz palella anomalisi, rearfoot valgus.
Kas kuvvetinin eksikliği, kas imbalansı, ROM azlığı
sakatlıklara neden olabilir. Bir önceki sakatlık tam iyileşmediğinde sakatlık
tekrarlayabilir. Koşu sakaUıklarında haftalık antrenman mesafesi sıklığı ve
süresi önemlidir. Ayakkabı, saha önemlidir. Ayakkabının şok absorbsiyonu iyiyse
sakatlıktan koruyabilir. Sert yüzeyler eklemlerde ve tendonlarda aşırı yüke ve mekanik
şoklara neden olur. Yumuşak yüzeyler ise çabuk yorulmaya neden olur. Bacak
uzunluğundaki farklılıklar alt ekstremitelerde oveuse sakatlıklarının gelişiminde
anatomik risk faktörüdür. Bacak uzunluğundaki farklılık bel ağrısına neden olabilir.
Kalçada coxa vara, femoral boyun anteversiyonu veya retroversiyonu olabilir.
Kalça adduktorlerinin yetersizliği iliotibial band friksion sendromunun
gelişmesine neden olabilir. Alt bacak kaslarının zayıflığı hem şok absorbsiyonu
hem de stabilitede önemli rolü nedeniyle stres kırıklarına hazırlayıcı
olabilir.
İÇSEL FAKTÖRLER:
1- Malalignment:
a) Ayak hiperpronasyonu
b) b) Pes planus, pes cavus.
c) c) Forefoot varus
d) Hindfoot varus
e) Tıbia vara
f) Genu varum, genu valgum
g) Patella alta, patellofemoral anteversiyonu
2- Bacak uzunluğunda farklılıklar
3- Kas
zayıflığı ve imbalansı
4- Azalan
fleksibilite
5- Cinsiyet, vücut ölçüleri, ve vücut kompozisyonu
Ayak anomalileri; koşuda, kritik biomekanik noktaların en
önemlilerinden biri, adım sırasında subtalar eklemin eversiyon ve inversiyon
zamanı ve miktarıdır.
Koşuda ayak hareketinin 3 safhası vardır.
1- Topuk vuruşu
2- Destek safhası
3- Topuğun yükselmesi
Koşuda ayak vuruşu safhasında ilk temas ayakkabının
yan tarafından olur ve tibianın ' eksternal rotasyonuyla ayak supinasyon
pozisyonuna gelir. Ayak vuruşundan hemen : sonra ayağa yüklenilir, subtalar
eklemde supinasyon meydana gelir. Pronasyon ayağın ` daha fazla esnek olmasıyla
yada midtarsal eklemin kilitlenmesiyle koşu yüzeyine adaptasyonun normal olmasına
izin verir. Subtalar eklemin pronasyonunda tibia ve femurun zorunlu internal rotasyonu
vardır.
Savunma
bacağı destek bacağını geçtikten sonra tranvers tarsal eklemin stabilizasyonu
ve subtalar eklemin supinasyonu için tibia ve femurun eksternal rotasyonuna neden
olur. Bu durum rigid forefoot'a neden olur. Topuğun ani inversiyonunda, topuğun
yükselmesi sırasında ayak inversiyonda kalmamalıdır.
Destek
safhasında aşırı ve uzun süren pronasyon sırasında ayak yapılarında alışılmışın
dışında ve artan stres yaratır ve aynı etkileri ekstrinsik kaslarda yaratır.
Aşırı ve uzayan pronasyonun çeşitli nedenleri olabilir. Bunlar Anatomik
nedenler, gastocnemius ve soleus kaslarının zayıflığı,
fonksiyonel ayakbileği eklemi equinusu ile triceps suare kasının sertliği. Bu,
bacak uzunluğu farklılığında kompanse edici bir mekanizma olabilir. Alt ekstremite
problemi olan bir grup sporcunun statik ağırlık destek pozisyonunda ayak
pronasyonu vakaların % 58'ini oluşturmaktadır. Bacak-topuk alignmenti,
subtalar eklem nötral pozisyonda iken ve topukbacağı 1/3 distaline paralel
olduğunda görülür. Metatarsallerin düzlemi supinasyonda iken forefoot varus
olur (forefoot'un medial yanı nötral düzlemin üstündedir. Forefoot valgusta,
metatarsallerin düzlemi pronasyondadır (forefoot'un medial yanı nötral düzlemin
altındadır). Koşucularda bu nedenden do layı ayak bileğinin yada ayağın medial
yanı boyunca ağrıya neden olabilir. Longuitüdinal ark'ın şekline göre ayak 3 şekilde
sınıflandırılabilir. a) Normal, b) Pes planus (düz taban), c) Pes cavus (yüksek
ark).
Şekil 8: Tibia ve Femurun rotasyonuna bağlı olarak ayağın
pronasyonu
b
Şekil 9: Kavise (orch) bağlı olarak ayaklar üç şekilde
sınıflandırılabilir: a) Normal, b) Pes cavus, c) Pes planus
Mann (1986)'e göre pes planus en az 2 kategoriye
ayrılır. Birinde topuğun eversiyonu olmadan longuitüdinal ark düşmesiyle
karakterizedir, diğerinde ise ağırlık desteğinde aşil tendon açılanmasıyla
karakterizedir. Pes planus ayağı olan koşucularda subtalar eklemde aşırı
hareketle sakatlık olur (örn: hiperpronasyon) (Dırıx, 1988).
Artan ve uzun süren pronasyonla birlikte ortaya
çıkan koşu sakatlıklarının medial tibial stres sendromu, posterior tibialis
tendiniti, aşil tendiniti, iliotibial band friksiyon sendromu, patellofemoral
ağrı sendromu, plantar facütis, stres kırıkları olduğu görülmektedir. Medial stres
sendromu olan 35 erkek sporcuda inversiyonda ve eversiyonda subtalar eklemin
pasif motibilite değerleri anlamlı olarak daha büyük bulunmuştur. Medial tibial
stres sendromunda, koşarken aşil tendon açısı topuk vuruşunda anlamlı olarak
daha büyüktür. Bu durum subtalar eklemin daha fazla pronasyonunnu
göstermektedir. Bu da uzayan pronasyon zanamımın göstergesidir. Medial tibial
stres sendromu olna hastalar ve sağlıklı bireyler arasında ayak bileği ve
ayakta fonksiyonel ve yapısal farkları desteklemiştir. Aşırı pronasyon tibianın
artan ve uzayan interval rotasyonu ile birlikte görülür. Bacağın aşırı intenal
rotasyonuyla anormal pronasyon patellanın laterale yer değiştirmesi nedeniyle
patellofemoral ağrı sendromunun gelişiminde rol oynar .Plantar facütis anormal
pronasyona yada supinasyona neden olabilir.
Biomekanik değişiklikler stres kırıkları ve stres
reaksiyonlarının gelişiminde yardımcı faktörleri ortaya çıkarırlar.
Pes cavusu olan bireyler, tibianın sonraki azalan internal
rotasyonuyla subtalar eklemin hareketinin azalmasıyla rigid bir ayak olur.
Ayak vuruşundan sonra, tapuk varusta kalır. Longuitüdinal ark korunur ve
midtarsal eklem kilitlenemez. Tıbianın internal rotasyonunun azalması yada
ortadan kalkması dizin lateral yanındaki yapıların sıkılığına neden olur. Pes
cavusta, plantar aponeurosis sıkıdır. Azalan şok absorbsiyonu yeteneği stres
kırığı gelişimine neden olabilir.
Alt ekstremitelerin malalignmenti diz mekaniğinde
değişikliği neden olabilir ve özelliklede sporsal açıdan aktif bireylerde, anterior
ve peripatellar diz ağrısının bir nedeni olabilir (Renstörm, 1994).
2 tip koşu stili vardır:
1) Klasik sprinter;
Şiddetli üst kol ve bacak hareketi vardır.
Bacaklarda özellikle Q, H, adduktörler devrededir ve kollar etkindir.
2) Uzun mesafeciler stili
Sprinterlerde özellikle H ve adduktorlerde sakatlık
oluyor. Ağırlık antrenmanları sırasında sırt strainleri oluşabilir. Adduktor
strainleri takozdan ayrılma sırasında yada koşunun erken safhalarında olur. H yırtıkları
iyi ısınma yapılmadığında meydana gelmektedir. Hızlanma sırasında hamstringde
ani ve şiddetli ağrıya hazırlıksızdır.
Dizde kondromalazi, medial ligament straini, patellar
tendinit hamstring yapışma yeri straini, iliotibial tract inflamasyonu gibi
durumlarda ağrı vardır. .
Koşucuların overuse stainlerinde genel yaklaşım:
1- Mesafe: İlk olarak
antrenman programı değerlendirilmelidir.
2- Ayakkabı ve yüzey: İklim
genelde antrenman çevresini etkiler. Sert yüzeylerde daha sık sakatlık meydana
gelir.
3- Yaş
4- Podiatri
5- Yürüyüş analizi
Atletizm'de sakatlıklar en çok bacaklarda meydana
gelir. Bunun nedenlerinden biri de bir şampiyonun antrenman programının aynen
uygulanmasıdır. Fakat bu antrenman programı kişiye özeldir ve herkese uygun
olmayabilir.
Kasık zorlanması, adduktor kas zorlanması, ve
adduktor çekmesi, sprinterlerde ve engel koşanlarda (özellikle yüksek
engellerde) görülen sakatlıklardır. iyileşene kadar takozdan çıkışı ertelemek
ve 1: hafta adduktor kuweti geliştirmeye başlamak gerekir. Quadriceps (Q) çekmesi,
kondromalazi patella, Osgood-Schlatter ve lower patella pole, sprinterferde ve
üç adımcılarda görülen sakatlıklardan biridir. İyileşene kadar sprint startlarından
ve ağırlık antrenmanlarından kaçınmak gerekir. Bu dönemde rolling start kullanılabilir.
Medial ligament zorlanması olan sprinterlerde ağrı
kesilinceye kadar rolling start kullanılır.
Stres kırıkları, sprinterler özellikle Don Gluarrie
stilinde çalıştıklarında görülür (Read, 1986).
Dokuların kopma ve yırtılmasının en önemli nedeni
dokunun kuvvet limitini aşan tek bir yüklenme uygulanmasıdır. Tekrarlanan küçük
yüklenmelerle karşılaşılan vücut parçasında sakatıklar meydana gelebilir.
Burada yüklenmenin miktarı, süresi ve sıklığı önemlidir. Bireysel faktörlerden
vücut yapısı, yaş, antrenman düzeyi, önceki sakatlıklar ve hastalıklar
önemlidir.
Vücudun tekrarlayan fızyolojik yüklenmelere
adaptasyonu performans artışına neden olur. Tekrarlanan aşırı yüklenmelere
adaptasyon, kas hassasiyeti, bacaklarda ağrı, peritendinitis ve inflamatuar
cevaplara neden olabilir. Bu tür rahatsızlıklar uyarı işaretidir ve ciddiye
alınmazlarsa vücut daha yeni başlamakta olan sakatlığın tamiri için yeterli
zaman bulamaz. Diğer taraftan uygun antrenman seviyesi seçilir, inflame doku
kendi kendini tamir edebilir ve daha yüksek yükleri tolore etmek için giderek
adapte olmaya başlar. Tekrarlayan overuse ile karşı karşıya kalan kemiklerde
stres kırıkları meydana gelebilir. İyileşen ve güçlenen kaslar kemiklerde
yorgunluktan dolayı meydana gelen sakatlık riskini azaltır. Aşırı yüklenmenin
uygulanması sonucu gerici stresler azalır.
Overuse sakatlıkları lokomotor sistemin yumuşak
dokuularında meydana gelir. Yumuşak doku sakatlıklar iskelet sistemi
sakatlıklarından daha sık görülür. Kas yapışma jıeri ve tendonlardaki minimal yırtıklara
eğer iyileşme fırsatı verilmezse rahatsız edici ağrıya neden olabilir. İyileşme
süreci, artan tensile streslerle uzayabilir. Yumuşak dokulardaki overuse sakatlıklarına
örnek verirsek; Aşil tendiniti, kasık zorlanması vb.
Yorgunluk ve aşırı yüklenme nedeniyle spor
sakatlıkları, çok sık meydana gelir. Sakatlık sırasında çoğunluk aktif
dinlenme tercih edilir fakat sakat bölgeye fizyolojik sınırlar ötesinde
yüklenilmez (Peterson).
Aşil tendon rüptürlerinde ani ağrı tanımlanır.
Sıçrama, konma, tepe aşağı koşularda olur. Yavaş ve eksantrik kasılmalarda daha
fazla olur. Sporcu sakatlanma anında şiddetli ağrı ve rahatsızlık hisseder ve
aktiviteye devam edemez.
Parsiyel rüptürlerde ağrı süreklidir. Daha sonra
ödem ve hassâsiyet olur. Bu belirtiler fiziksel aktivite ile ilgilidir.
Fiziksel muayenede hassasiyet ve ödem vardır.
Total rüptürlerde şiddetli
ağrı olmaz ve pop (ani patlama sesi) gibi bir ses duyulur. Eklemde azalan
hareket ve ağrı vardır.
Tendon sakatlıklarının tedavisinde ana amaç ağrısız
fonksiyon ve hareket sağlamaktır. Tedavide 8-10 haftalık immobilizasyon ve
dikkatli rehabilitasyon gerekmektedir.
Parsiyel rüptürler ilaçla tedavi edilir.
Tendonlarda meydana gelen akut parsiyel yırtıkların kısa bir süre immobilize edilmeye
ihtiyacı vardır. Böylece skar ve granülasyon dokusunun oluşmasını minimize etmek
için tendonun gerimini azaltmayı sağlar: Akut kısmi tendon yırtıklarının
tedavisinde immobilizasyon çok değerlidir. Rehabilitasyona immobilizasyon
kadar erken başlamalıdır. Pasif mobilizasyon tendonun tamir sürecini kolaylaştırır.
Yorgun kaslar tekrarlayan şok absorbsiyonu ve
streslere karşı azalmış yeteneğe sahiptirler ve stres kırıkları, medial tibial
sters sendromi gibi overuse sakatlıklarına sebep olabilir. Son 10 yıl içinde overuse
sakatlıklarının oluşumunun hızla artmasının nedeni antrenmanın çok yoğun ve
zor olmasıdır. Kas-tendon sakatlıkları daha çok zayıf rıoktalarda meydana
gelir. Kemiklerde görülen overuse sakatlıkları genellikle alt bacakta tibia ve
fibulada, ayakta, kalçada ve dizde stres kırıkları oluşur (Dırıx, 1988).
Alt bacak kaslarının zayıflığı hem şok absorbsiyonu
hemde stabilite önemli rolü nedeniyle stres kırıklarına hazırlayıcı olabilir.
Kaslararasındaki motor kontrol ve dengenin bozulması sakatlığa neden olabilir.
Sakatlık riski: 1- Uygun ısınmama
2-Antrenmanın uygun süre, şıklık ve şiddeti
3- Uygun koşu yüzeyli
4- Ayakkabılar, ortezler ve topuk kaldırıcılar
5- Özel esneklik ve kuwet egzersizleri
Tekrarlı eksentrik kas kasıfması kasta tekrarlı
mikrotravmalara neden olur. Eksentrik kas kasılması kasta daha fazla gerim
yaratır (konsentrik ve izometriğe göre).
En çok alt ekstremite sakatlıkları görülmektedir.
Diz bölgesinde %25, bacakta %32, Ayak bileğinde %15 ve ayakta %7. En çok bacak
ve diz çevresindeki yapılarda tendon sakatlıkları meydana gelmektedir
(Renstörm, 1994).
Reber ve ark. (1993), yaptıkları çalışmada,
fine-wire elektrodlarla 3 koşu sırasında tibialis anterior, tibialis posterior,
peroneus brevis, soleus, gastroqnemius aktivitelerini monitorize etmişlerdir.
Yüksek hızda film, koşu safhalarında senkronize EMG dataları kullanıldı.
Sakatlığı olmayan 15 rekreasyonel ve yarışmacı, denek grubunu oluşturdu. İlk
olarak bütün posterior kasların ateşteme modelleri midstance safhası sırasında
pik aktivite gösterdi. Bu kaslar, ayak bileği dorsofleksiyonunu kontrol etmek
ve vücut ağırlık merkezinin ayak bileği üzerinden geçişini sağlamak için
eksentrik kasıldı. İkincisi, tibialis antrerior kası zamanın %85'inde yorgunluk
eğrisini yukarı çekti. Koşucularda görülen tibialis anterior kasının
yorgunlukla ilişkili sakatlıkları fazfa sayıda görülüyor. Üçüncü olarak peroneus
brevis kasında aktivite artışı anlamlıdır.
Brody'nin çalışmasında koşucuların %70'i sakatlıktan
dolayı 7-10 gün koşamadıklarını söylemişler. Koşu sakatlığı olan 1650 hastada en
sık görülen 10 hastalık; Taunton ve ark. a göre tibialis antrerior tendinitis,
peroneus bervis ve tibialis posterior tendinitleri, kronik kompartman sendromu
(tibialis anteriorde), shin splint, stres kırıkları ve plantar faciitis kas
yoğunluğu ve aşırı yüklenme ile ilgili sakatlıklardır. Daha önceki çalışmalarda
koşu sırasında er ve eklem reaksiyon kuweti araştırılmış. Bu kuvvet üzerine
farklı koşu ayakkabılarının etkileri ve sakatlık oranları belirlenmiş. Arka
grup kaslar (gastro, soleus, tibialis posterior) EMG aktivitesinde benzer
aktivite göstermişler. Midstance safhasında pik aktivite kasılma şiddeti %70-80
arasında.
Şekil 10: Koşunun evreleri
Şekil 12: a) Hiper pronosyon ve
b) Tendonun içe basma hareketi sırasında
Aşil tendonundaki bükülme.
Şekil 11: Q açısındaki artma.
Şekil 13: Hiperpronasyon
Şekil 14: Normal sol ayak
a)
Topuğun teması sırasında,
b)
b) Destek evresi
c)
Topuğun kalkması sırasında.
Şekil 15: Metatarsalların krokisi,
a) Normal pozisyon
b)
Supinasyon
c) Pronosyon
Şekil 16: Topuğun eversiyonu
a) Evesiyon
b)
Normal pozisyon.
Organizmanın tekrarlayan, fizyolojik yüklenmclere adaptasyonu performans
artışına neden olur. Fakat bunun yanısıra dokularda bir takım hasarlar meydana
gelmektedir. Bu hasarlar sakatlıklara neden olmaktadır. Optimal yüklenme ile
dokularda adaptasyon meydana getirilip sakatlıklardan korunabilir. Antrenman
mesafesinde ani artışlar olmamalı, uygun zeminde antrenman yapılmalı, uygun
ayakkabı kullanılmalıdır. Buna benzer noktalara dikkat edildiğinde
sakatlıklardan korunulmuş olur ve pertormans artırılır.
KAYNAKÇA
1- Dirix A. H.G. Knuttgen, K. Trttel, (1988) The Otympic Book of Sporte
Medlclne Vol: I of the Encylopaedia of Sparts Medidne an IMemational Otympıc Committee
Publication Lorıdan, 376-389
2- Peterson L (19 ) Sports İnJurIes Their PreveMlorı and Tıeatment
85
3- Read. M.P. Wade (1966) A unique Gutde to Selt-Diagnasis
and Rehabilitatlon Sports InJuries London 150-152. 4•
4- Reber L J. Peny, M. Pınk., (1993) °Musaılar Control Ankle
in Running' The American Journal of Sports Medieine 21:6 805-810.
5- (Ed) Renst3mı. P. A. F. H. (1993) Sports Injuries, Basıc principles
of prevention and care Vol: IV ot the encydopaedia of sports medicine IOC
Medical Commission Publication London.
6- (Ed) Renstömı. P. A. F H. (1994) Cllnical Practive of Sports
Injury Prevention and Care VoI:V of The Encydopaedia of Sports Medidne IOC
Medical Commission Publication London.
7-
Schmolinsky G., (1982) Track and Field Sports Verlag, Berlin 120.